Pazartesi, Şubat 03, 2014

Facebook'ta özel grup

Öğrenci, yeni mezun, yeni reklamcı, reklamcı olmaya çalışan herkesle
eskilerleri buluşturan özel Facebook grubu kuruldu:

Reklamcı Ol'cam.

Oraya da bakmanızı öneririm.

https://www.facebook.com/groups/272586066230265/

Rumuz: Dikkat yeni mezun geliyor - "Staj ve dil eksikliği"

Merhaba Haluk Bey ben (...) Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım son sınıf öğrencisiyim. Bu sene mezun oluyorum. Reklam alanında yüksek lisans yapmak istiyorum ve bunun için çalışıyorum. Benim size sormak istediğim bir kaç soru var ilk önce ben üniversiteyi bitirdiğim ilk 4 ay içinde askere gitmeye karar verdim hem aralıksız devam eden 16 yıllık eğitimden yoruldum hemde yüksek lisans yaparken gelebilecek iş tekliflerini siz 1 sene bekleyin ben askerlik yapıp geleyim diyerek kaçırmak istemiyorum. Askerlikten sonra kariyer odaklı bir hayat istiyorum sizce bu kararım ne kadar doğru? 

Benim en büyük eksikliğim yabancı dilim yok ve staj yapmamak. Birkaç yere başvuru yaptım ancak hep aynı sorunla karşılaşıyorum azda olsa staj yapmış olsaydın. Beni stajyer olarak kabul edecek yerin benden bir beklentisi olması için onunda bana bir şeyler sunması gerekiyor. Fotokopi çekmek kahve taşımak gibi bir terim çok sık kullanılıyor ben ne fotokopi çekmeye üşenirim ne kahve taşımaktan utanırım bunları da yaparım ama benim tek bir beklentim var beni stajyer veya çalışan olarak işe alacak yerin bana güvenmesi gerekiyor her işin içinde olmak istemiyorum ama sevdiğim işin içinde olmak istiyorum. Ajanslarımız hep almaktan yana tecrübelerini paylaşmaya  gitmedikleri gibi stajyerlere gerekli yatırımı yapmaya elleri de ceplerine gitmiyor. Ben belli bir süre ücretsiz de çalışırım yeter ki bana katkısı olsun eve geldiğimde bugün şunu öğrendim diye heyecanlanayım ama beni bir adım bile ileriye taşımayacak olan ajansların gel deneyelim demesi hem komik hem bencilce. 

Bugüne kadar birkaç ajans sahibiyle tanışma fırsatım oldu hepsi stajyerlerin yetersizliğinden yakınıyor bir gün iş görüşmesine gittim stajyer olmak için görüşmede bana gerekli tecrübemin olmadığını söylediler ve kolay kolay yapmadığım bir şey yaparak dolmuş olduğum için sert çıkıştım ve gerekli tecrübem olsaydı stajyerlik için görüşmeye değil sizin koltuğunuzu almak için buraya gelirdim dediğim için o işten de oldum. 

Yani bu sürekli tecrübenin önüme çıkmasından bıktım...

Reklam alanının büyük bir eksikliğinin sabır olduğunu düşünüyorum bize karşı 3 ay gibi kısa bir sürelik sabır gösterseler eminim faydalı olacağımıza ancak bu sektörde iş verenlerin sabırsızlığı bizleri umutsuzluğa sürüklüyor ve gelecek ile ilgili sürekli kaygı yaşamama neden oluyor. 

Şuan yazımı baştan sonra tekrar okudum ve bunun bir soru sorma yazısı değil aslında birikmiş olan bir takım hislerin paylaşımı olduğunu gördüm. Şuan bunları size yazıyor olmak bile gerçekten beni rahatlattı diyebilirim. TEŞEKKÜRLER...


- - - - 

Hmmm!

Dursuz, duraksız, noktalama işaretleri hiç kafaya takılmadan yazılmış canhıraş bir yazı daha....

Altını çizdiğim yerlerdeki de'ler ayrı yazılacak! İfadeye hiç girmiyorum.

Aynı paragrafta iki kez 'şuan' kullanmışsınız! Üstelik, yazıyı baştan sona tekrar okuduğunuzu söylediğiniz paragrafta! İnsaf! 'Şuan' diye bir sözcük yok Türkçede. Bu lafı çıkaran her kimse, ona günün moda kafasıyla beddua ediyorum! Ayakkabı kutularınca güve bassın evini... Dilini eşşekoğlu eşşek arıları soksun...

Askerliğinizi bir an önce tamamlama düşünceniz son derece doğru! Yapın, yapmamış olmanızı önünüze engel olarak koyacak ajanslara ve diğer kuruluşlara karşı kozunuz olsun.

Deneyim ve işe girme, yumurta - tavuk meselesi: Deneyimin yok işe giremiyorsun, işe giremediğin için deneyimin olmuyor. Ajanslar bu konuda iki yüzlü veya yüzsüz. Hem yeni mezun olacak birinin ne iş deneyimi olabilir ki?

Staj zaten deneyim kazanmak için değildir aslında. Staj sadece bir iş kolunu tanımak için yapılan misafirliktir. Bakma bizde karakter değiştirmiş ve beleş işgücü sağlar hale gelmiş. Gençler işe gireceğim diye birilerinin bir yerlerini yalamasa, bu saçmalık ortadan kalkabilir kısa sürede.

Çalışacağınız yerin temel amacı 'sizi ileriye götürmek' değil! Evet sizi yetiştirebilir, eğitebilir, size böyle yatırım da yapabilir ama nedeni sizin kariyeriniz değildir! O ajansın işleyişinde size verilecek görevi daha iyi yapmanızı sağlayacak nitelikleri kazanmanızdır. Bir ajansın temel amacı inanç ve ilkeleri doğrultusunda müşterilerine hizmet etmek; kâr etmek, bu yoldan devamlılığını sağlamak vs vs.'dir.

Öte yandan, tecrübelerini paylaşmadığını söylediğiniz ajansların pek çoğunun ne menem yerler olduklarını da dikkate almak gerek. Çoğu ajans patronunun kendisi birtakım saygın ajanslarda çalışıp bir şeyler öğrenmeden ajans kurmuş kişiler... Paylaşacak da fazla bir deneyimleri yok. Belki paylaşma veya eğitme becerileri de yoktur. 

Reklamcılık ve halkla ilişkiler fakültelerinin verdiği eğitim de allahlık. Öğretim görevlilerinin çoğunun sektör deneyimi yok. Konular büyük çapta ders kitabındaki kadarıyla işleniyor. Yüksek lise durumu yani. Sektörle ilişkiler, birkaç seminerimsi, 'workshop'umsu, 'proje' kılıklı dersimsi şeyler yapan ve 'şu şu üniversitelerde ders veriyorum' demek aşkıyla oraya gelen sektör elemanlarından, derneklerin açtığı sergilerden filan öteye gitmiyor.

Bu durumda da, başka bir bölüme giremediği için reklamcılık (ve halkla ilişkiler) bölümlerine giren, sonra da benzer biçimde mezun olan taburla genç insanın iş bulması tabii ki zor oluyor. Zar zor girdikleri ajansçıklarda o kısıtlı bagajlarıyla yapar oldukları işten de, reklamverene sağladıkları muazzam (!) katkıdan da dünya çapında başarılar çıkmıyor tabii. 

Reklamverenin hallerine girmiyorum, o da başlı başına bir başka felaket... Kendisi bir büyük kitap dolduracak bir konu.  

- - - - 

EK:

Cevabımı e-postayla da gönderdim, hemen ardından şu mesaj geldi: "Teşekkür ederim kısa sürede cevap verdiğiniz için. Sizden ufak bir ricam olacak bana reklamcılık alanıyla ve Türkçe kullanımı ile ilgili kitap tavsiye etmeniz mümkün mü? Bir sorum daha olacak reklamda strateji ve yaratıcılık arasında kaldım ikisine de ilgim var ancak hangisini daha çok sevdiğime karar veremiyorum bu ayrımı nasıl yapabilirim?"

Ona da şu cevabı yolladım:

. Kitaplar için Reklamcılık Vakfı yayınlarını ve MedyaCat kitaplarını tarayın.
. Derdimvar'ın arşivini inceleyin.
. Yaratıcı olmak için çok iyi Türkçe, kültür, yabancı dil, yazmaya merak gerekli. Strateji için pazarlama, araştırma,   
  tüketici psikolojisi, matematik, istatistik bilgisi, yabancı dil gerekli. Bunlar var mı sizde?
. Reklamcılık bölümünü hangi okulda okudunuz? Hocalarınız kimler? Reklamcılık bölümünü bitirince alınan 
  diploma kimseyi otomatik olarak reklamcı yapmıyor. Reklamcılık, diplomayla kazanılan bir hak değil; bilgiyle, 
  kültürle, zekayla, çalışmayla, öğrenmeye devam etmekle kazanılan bir imtiyaz. 

Cumartesi, Şubat 01, 2014

Rumuz: Mezuniyet Telaşesi - "Nasıl bir başvuru..."

Ben 22 yaşında, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü son sınıf öğrencisi bir reklamcı adayıyım. Bu bölüme bir çok arkadaşımın aksine kazara, beni neyin beklediğini bilmeden ya da sırf puanım yettiği için girmedim. Üniversite tercih listemde çeşitli üniversitelerin sadece Halkla İlişkiler ve Reklamcılık ya da Reklamcılık bölümleri vardı. Tercihlerimi yapmadan önce neredeyse hepsinin müfredatını ve hocalarını araştırdım. Bu süreçte ne ailemin ne de öğretmenlerimin uyarılarına kulak astım. Sonuçta istediğim okulun olmasa da bir okulun Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü'ne girdim. Buraya kadar her şey çok güzel. 1 yıl İngilizce hazırlığın ardından 4 yıllık öğrenim hayatım bu dönem sona eriyor. Bu güne kadar kendimi para kazanmak zorunda hissedip çeşitli işlerde çalışıp gelecekteki mesleğime dair tecrübe edinmemi sağlayacak herhangi bir yerde staj yapmamış olmam en büyük eksikliğim ve hatam. Bu eksikliğimi bu yaz gidermeyi planlıyorum. Yakın seçeneklerden ve kabul edilme olasılığım %90 olan büyük bir iletişim şirketi var, fakat benim asıl isteğim stajımı bir reklam ajansında yapmak. Buralara başvuru yapmak istediğimde -biliyorum bıktınız ama- önüme "portfolyo" engeli çıkıyor. Bu konuda size tamamen katılıyorum, benim gibi deneyimsiz, profesyonel olmayan, yeni mezun birinin yarım yamalak işlerini bir araya getirip bir ajansa yollaması bana mantıksız geliyor. Kaldı ki, sadece grafik tasarımcıların dosyalanıp sunulabilecek bir dosyası belki olabilir, ama işin görsel kısmında olmayanlar? "Merhaba, ben hayali bir marka yarattım, sonra ona bir ürün düşündüm, işte marka, işte slogan, işte hedef kitle, bakın şöyle de bir reklam senaryosu yazdım" mı demem gerekiyor? 

Etrafımda o kadar çok reklamcı olmak isteyen ve reklamcılığın okul işi olmadığını iddia eden insan var ki, bazen 4 yılımı boşa harcamışım gibi hissediyorum. Her yeni mezun gibi kendime yüksek hedefler koymaya çalışıyorum. Bu yüksek hedefler kesinlikle maddi olarak yüksek değil. Hemen işe girip küçük bir ajansta geçimimi asgari düzeyde geçirebileceğim bir ücretle çalışmaktansa, daha büyük bir yerde 1 yıl hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı tercih ederim. Benim gibi çok insan olduğunu biliyorum. Bu güne kadar gerçekten istediğim her şeyi yapabileceğime inandım, ama şu an büyük bir umutsuzluğa kapılmış durumdayım. Okul bitiyor, telaşlıyım, bu telaşın bana yanlış şeyler yaptırmasından korkuyorum. (Mesela bu iletide bütünlüğü sağlayamamış olmak bana bu telaşın yaptırdığı yanlışlardan biri.) 

Size sorum: Nasıl bir başvuru şekli ajansları ikna edebilir? Gidip kapılarını mı aşındırayım? E-posta yağmuruna mı tutayım? Yoksa yukarıda da belirttiğim gibi kendi kendime markalar, kampanyalar yaratıp dikkat mi çekmeye çalışayım? 

Türkçe kullanımında farkında olmadan yapmış olabileceğim yanlışlar için şimdiden özür diliyorum ve genç insanlarla bu şekilde birebir iletişim kurduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

- - - - - - 

Hmm... Yıllardır aldığım en düzgün mektup bu! Eski ve yeni sözcükleri birlikte kullanıyor olmasının dışında pek de laf edilecek bir yanı yok. 'Türkçe kullanımında yapmış olabileceğim yanlışlar' diyor. Hızla okuduğumda 'birebir' sözcüğü gözüme çarptı... Başkaca bir şey yok sanki. Neyse, asıl konuya gelelim.

İletişim şirketinde yapabileceğiniz stajı aslında reklam ajansında yapmak istemenizden çıkardığım bir sonuç, sizin Halkla İlişkiler'di bitiriyor olabileceğiniz. Yok reklamcılığı bitiriyorsanız, evet, reklam ajanslarına yönelmelisiniz.

Sırasıyla söyleyeyim düşüncelerimi:

- 1+4 yılınızı boşunuza harcamış değilsiniz. Derslerinize hakkını vererek girdiniz, çalıştıysanız; okumayı, öğrenmeyi sürdürdüyseniz, doğru olanı yapmışsınız. 'Reklamcılık okul işi değil' meselesini şöyle anlamanızı öneririm: Reklamcılık bölümünü her bitiren reklamcı olamaz. Reklamcı olma, diplomayla kazanılan bir hak değil; bilgiyle, kültürle, zekayla, çalışmayla, öğrenmeye devam etmekle kazanılan bir imtiyaz...

- Doğru anlamışsınız, 'portfolyo' zırvalığına kalkmayın. Sizden 'portfolyo' görmek isteyen bir ajansta, çalışmayın. 'Çalışmadım, reklamcılık bölümü öğrencisinin portfolyosu ve CV'si olmaz; olsa olsa 'not transkripti' olur diyor Haluk Mesci' deyin onlara.

- Dikkati, başvuru mektubunuzun, ya da neyle başvuracaksanız [bazen bir kolaj, bir fikir özeti, ilginç bir düşüncenin ifadesi CV'den mektuptan daha iyi olabilir] onun özgünlüğüyle çekmeye çalışın. İlginçlik için [adına demiyorum bakın, adına yanlış kullanım olur] absürd şeyler de yapmayın.

- Hayali markalar, kampanyalar vs yaratıp onlarla gitmeye de kalkmayın. Sizi, zekanıza, kültürünüze, okuldaki akademik başarınıza, nasıl düşündüğünüze ve kendinizi nasıl ifade ettiğinize, bunlardan ve genel görünümüzden çıkarabildikleri kadarıyla kişiliğinizin olgunluğuna, bunun gibi şeylere bakarak alsınlar işe alacaklarsa.

- Daha önceki cevapları incelediyseniz görmüşsünüzdür (incelemediyseniz mutlaka inceleyin, yararlı olacaktır) şunu öneriyorum gençlere: Başvurduğunuz ajansta görüşmeye çağrılırsanız, 'Bana hemen burada gerçek veya kurmaca bir brif ve bir-iki saat süre verin. Ben size bu süre içinde, bazı reklam / iletişim vb fikirleri üreteyim; beni onlara bakarak değerlendirin' deyin. Bunun çekiciliğine, kendinize güveninize kapılmazlarsa zaten çekiverin iplerini gitsinler.

- Ajanslara asla randevusuz gitmeyin. Kapılarını aşındırıp sevimsiz olmayın. Başvurunuzu elden götürüp resepsiyona öylesine bırakmayın. E-posta adresini bildiğiniz ve sizi işe alabilecek veya görüşmeye çağırabilecek  bir kişi söz konusu değilse, başvurunuzu ortaya e-posta ile göndermeyin, kimsenin eline geçmiyor onlar. Toplu e-postalar hele hiç atmayın. Yazdığınız kişinin adı ve soyadı mutlaka bulunsun mesajınızın başında ve her mesajı tek tek yazın. Aynı mesajı kopyala-yapıştır ile üretmeyin.

- Ajanslara başvurma konusunda, 'Beni Seç' diye bir kitap var, onu bulun ve okuyun.

- Reklamcılık Vakfı - Reklamcılar Derneği sitesinde eleman arayan ajansların ilanları bulunuyor. Onları izleyin. Gazetelerin İK eklerindeki ilanları keza... 

- Vakfın eğitimlerine de katılmaya bakın.

Karşılaştığınız şeyleri bana yazmayı sürdürün.

Başarılar diliyorum.