Çarşamba, Eylül 01, 2010

Rumuz: Amatör - Vs.

Ben 39 yasında amatör olmaya çalışan bir reklam uğraşanıyım.


4 yıldır çeşitli metinler yazmaktayım. Birkaç uluslararası şirkete, sloganlarımdan örnekler yolladım. Hiçbirinden geri dönüş olmadı. Ancak, bir iki sloganımı rötuşlu olarak kullandıklarını düşünmekteyim. Örn; ekmek firması için ' Tost Kalalım ' sloganımı, bir ajansa yolladıktan bir süre sonra, ' ... ile dost' olarak anafikrinin kullanıldığını, bütün ekmek poşetlerinde görmeye başladım. Oysa, daha önce ekmek poşetlerinde hiç bir slogan kullanılmamaktaydı. Bu şekilde yine örnekler var, ama uzatmayacağım.


Lise mezunuyum, kısa bir süre, 2 yıl gibi, konservatuar eğitimim olsa da tamamlanamadı maalesef. 5 yıl çeşitli barlarda çıktım.


Sloganlarla başlayan amatör çalışmalarım, kampanya, görsel, tv reklam metni haline de hayalimde dönüşmekteler. Karakaplı bir defterimde herşey yazılı ve bu defterle Uğur Çakır'a gittim, sanırım kendisi de, çalıştığı, sektörün en önemli firmalarından birinden ayrılmak üzere olduğu için bu görüşme yapılabildi; ve beğendiği satırları işaretlerken, sektör hakkında az da olsa bilgi ve görüşlerini paylaştı. 'Taşıması Bedava Konut ' projesi başlıklı, banka veya müteahhit firmalara yönelik fikrimi not ederek ayrıldı, yeniden bir görüşme ise bir daha yapılamadı.


Sadece slogan yazmanın yeterli olmayacağını da biliyorum. Ama bir yerlerden başlamalıyım.


Mailime, yazılarınızdan, yorumlarınızdan dolayı size duyduğum, hissettiğim, güven ve sevgiyle örnekler ekledim. Hem yol göstermeniz, hem de teselli etmeniz için :-)


Sloganlar;


-Muhabbeti Açar ( Çilingir Rakı - Kampanyaya bile dönüşebilecek bir slogan, çilingir sofralarının kurulması gibi )
-Bakımlı olmak iyidir, insana güven verir ( Havayolu Şirketi - tv reklamı senaryosu da var )
-Rakım ( Yükseklik Tabelası görseliyle, rakı reklamı )
-Bindiğiniz gibi değil ( Otomobil )
-Yediğim en güzel nane ( şeker-ciklet )
-Acı başlar tatlı Bitter ( Çikolata )
-PS : I love You ( Play Station )
-Hayaller bazen el değiştirir ( 2. el lüks otomobil )
-Duş İşleri ( Duşakabin )
-Efsanelerde değil eczanelerde ( Prezervatif )
-İlkbahar Yaz Sonbahar Jeep ( 4 mevsim görseliyle jeep reklamı )
-Gerçek biran... ( Bira içilen bir masa resmi kullanılarak )
-Yaz saati uygulaması ( Saat reklamı, Swatch mesela, rengarenk dizilmiş halde )
-Nescafee Mucho ( Dalida - bessame mucho yorumuyla )
-Give me the Nike ( George Benson - give me the night - dolunay üzerinde nike amblemiyle )
-Önce ayağınıza dokunur sonra hayatınıza... ( Spor ayakkabı markası )
-Dereden tepeden konuştuk biraz..( jeep )
-İki dil bilir ( Jeep - yarı kirli bir jeep görseliyle )
-Bazıları için gece , 2. bir gündür ( Viski, gece bar görüntüsü )
-Onu seven 'Uno' sever. ( Uno ekmek )


Vs....

---------

Hmm! Dışarıdan reklamlar, sloganlar yazıp ajanslara yollayan kişilere bir de siz katılmışınız demek...

Üzerinize alınmayın isterseniz ama, ta baştan şunu söyleyeyim:

Reklam ajanslarını bozan üç kaynak varsa, onlar,

- Ajanslara girmek için her şeyi yapmaya hazır ve razı (dolayısıyla ajanslara salak gibi beleş iş gücü sunan) yeni mezunlar

- Reklam ajanslarının gelirini sonsuza dek kırpan medya ve reklamveren (veya reklamveren ve medya)

- Dışarıdan slogan, reklam filmi vs. yazıp gönderen, sonra da fikrim çalındı diye yaygara koparan amatörler.

Buradan defalarca yazdım, çeşitli mesleki yayınlarda belirttim, REKLAM İŞİ, BİRİLERİNİN BİR YERLERDE OTURUP VEYA İSTİHAREYE YATIP, FİKİRLER YUMURTLAMASIYLA YÜRÜMÜYOR.

Bu işin arkasında, reklamverenin kendi içinde veya reklam ajansıyla birlikte çalışıp mutabık kaldığı bir stratejik yön var. Bunun ifade edildiği, ölçülebilir hedeflere bağlandığı; etkelenmesi istenen hedef kitlelerin, kurumsal veya markaya ilişkin olmazsa olmazların, araştırma sonuçlarının işaret ettiği önemli noktaların, zamanlamanın, bütçenin vs. belirtildiği bir brif belgesi var. O markanın daha önceki kampanyalarının o güne getirdiği platform, slogan, tarz, ses tonu var.

Bana yazılarımdan vs. güven duyup emanet ettiğinizi incelikle - ustalıkla belirttiğiniz örnek sloganlarınıza bakınca gördüğüm genel nitelik, "harf değiştirmeyle, orijinal sözcüğe veya kavrama sesce yakın sözcükler elde edilmesi; ürün veya hizmet bağlamında kalmayı çoğu kez başaran, ironik bir yapı". Hemen hepsinde bu tarz hakim.

Ama dediğim gibi, iş sadece, tumturaklı veya çağrışımlı manidar cümleler icat etmekle bitmiyor, başlamıyor.

Dolayısıyla, yazdıklarınızın herhangi bir reklam kampanyasında kullanılması, ya müthiş bir raslantıyla markanın iletişim ihtiyacına denk gelme gerektirecektir ya da kullanan ajansın (dolayısıyla da kreatif direktörün) her nedense bir yerlerde tıkanıp kaldığına, kendiliğinden gelen bir armağana (!) sarıldığına işaret edecektir. Bu ikinci şık, bazen, ajansın veya kreatif direktörün üçkağıtçılığının bir gereği de olabilir.

Kullanıldığını gördüğünüz 'tost kalalım' sloganınıza gelince, hatırladığım kadarıyla, daha 90'lı yıllarda KLAN'da UNO için yaptığımız bir basın reklamda kullanılmıştı sanki.

Örnek sloganlarınızı sadece bir şeye işaret sayabilirim: Yazıyı, mekanik yapısı ve değişebilirliği içinde görebiliyor, düşünebiliyorsunuz. Bu da sizde, geliştirilmek ve disiplin içinde yani brif uyarınca kullanılır hale getirilmek kaydıyla, yazar malzemesi olduğunun ipucu olabilir.

Ancak...

* Yazım hatalarınız var. (Hepimizin olabiliyor ama dönüp dönüp kontrol etmelisiniz, yanlışlarınızı öğrenmeli, yazılarınızı düzeltmelisiniz. Hele bir e-posta gönderiyorsanız...)

Örnek: 'Herşey' laneti. Galiba 'everything' karşılığı gibi düşünülüp birlikte yazılır hale gelen bu sözcük -ki böyle bir sözcük yok- aslında 'her şey' diye ayrı yazılıyor.

Örnek: 'Biran' laneti. Böyle bir sözcük yok! Doğrusu 'bir an' (gençler bunun bir de 'şuan' biçimini seviyor ve kullanıyor.) 'Bira' ile örtüşsün diye böyle yazdığınızı söylemeyin bana lütfen.

* Türkçe hatalarınız var.

Örnek: 'Geri dönüş olmadı'. Yine çeviri bir lanet. Hem bakın, 'geri dönülmedi' bile dememişsiniz, bir de 'olmak' eklemişsiniz.

Örnek: 'En önemli firmalarından'. 'En' diyorsak, tek olması gerekiyor. Sizin demek istediğiniz 'önemli firmalarından'...

* Dikkatinizi odaklamanız gerek.

Örnek: 'Nescafee'. Tek e ile yazılmıyor mu? Bunu gönderseniz, ajans veya reklamveren, 'Hadi canım sen de, daha markamızı bile doğru yazamıyor' demez mi?


Son olarak, sorayım: 'Amatör olmaya çalışan reklam uğraşanı' ne demek?


Reklamcı olmaya amatörce uğraşıyorum mu? 
Reklamla amatörce uğraşıyorum mu?
Ne?


Hayatın zorluklarla dolu olduğunu, geçimin kazanılmasını gerektiğini biliyorum tabii ama, ne yazık ki reklamcılık da amatörce yapılamıyor. (Aslına bakarsanız galiba artık profesyonelce bile yapılamıyor ama neyse.) Size diyeceğim şu: Eğer bu işi gerçekten yapmak istiyorsanız, hariçten gazel atmaya çalışmayı bırakın ve bir yere girmeye bakın. Ama, bu da, sadece yazı dili becerisiyle de olmuyor artık. İletişim, pazarlama, medya vb. bilgisi gerektiyor. Ve sakın ha, ebedi stajyer kadrosuna razı olmayın.


Vs.


İlginize teşekkür ederim.