Salı, Ekim 24, 2006

Rumuz : 'ry mm' - Reklam Yazarları yazamıyor mu?

Benim de sorum var; ama biraz farkli. Arastirdim da ülkemizde pekcok reklam yazari bir fikirle cikisi sagliyor. Ajanslarda calismaya basladigi zaman ise, sirketlerle butunlesiyor ve ortaya gunumuzde oldugu gibi yaraticiliktan uzak, diger reklamlarla aynı tarz tanitimlar yapiliyor.

Sorum su: Reklam yazarlari mi yaratici, benzerlikten uzak reklamlar yazamiyor, yoksa sirketler 'aman ne olursa olsun, ti-vi'de cikayim yeterli' mi diyorlar? Hani reklamin iyisi kötüsü olmaz mantiği?

- - - - - - -

Hmm! Yine İnternet Türkçesi harfleri... Öff! Zamanında kıçını kaldırmayıp bu işleri başımıza açan tüm mühendislerin diploması çürüsün inşallah!

Üniversiteli dostum, ilginize ve iltifatlarınıza teşekkür ederim. Kusura bakmayın ama sorunuz farklı filan değil: Eksik bilgi veya varsayımlar üzerinde yürüyen bir soru. Açıklamaya çalışayım.

“Araştırdım da, pek çok reklam yazarı bir fikirle çıkışı sağlıyor, ajanslarda çalışmaya başladığı zaman ise, şirketlerle bütünleşiyor ve ortaya günümüzde olduğu gibi yaratılıcıktan uzak, diğer reklamlarla aynı tarz tanıtımlar yapılıyor.” ne demek, ben anlayamadım.

- Reklam yazarları ajanslarda çalışmazken (?) fikirler üretiyor, çıkışı (neyin çıkışı?) sağlıyor.
- Ama ajanslarda çalışmaya başlayınca (?), şirketlerle (hangi şirketler, ajans mı yoksa reklamveren mi?) bütünleşiyor
(bütünleşmek ne demek? Ruhunu mu satıyor? Onların etkisi altına mı giriyor?) Fikir üretmeyi bırakıyor (?)
- Yaratıcılıktan uzak (?), diğer reklamlarla aynı tarz (?) tanıtımlar (?) yapıyor.

mu demek istiyorsunuz?

Yaratıcılığın, hele reklamda yaratıcılığın nasıl tanımladığını karmaşık bir konu. Ve maalesef biraz geyik konusuna dönüşmüş durumda. Oysa Reklamda Hesapverebilme başlı başına bir önemli konu ve buna göre, kabaca söyleyeyim, sokaktaki adamın veya gazete köşesinde reklam eleştiren profesörün yaratıcılık hesabıyla-kaygısıyla reklamı yapan ve/veya yaptıran şirketin hesabı her zaman aynı olmuyor.

“Reklam yazarları mı yaratıcı, benzerlikten uzak reklamlar yazamıyor yoksa şirketler ‘aman ne olursa olsun, ti-vi'de çıkayım yeterli' mi diyorlar? Hani reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı?” keza, alan dışından birinin sorabileceği türden, toplama bir soru gibi.

Unutmayın ki, önünüze gelen her reklam uzun bir onay sürecinden geçiyor. Önce ajans içinde, sonra reklamveren şirkette. Bazen rekabet kurullarında, özdenetim kurullarında... Zaten yola çıkışta da reklam yazarına verilen siparişin kendisi de bir takım beklentilerin özetlendiği, somut biçimde tarif edildiği bir tür ön sözleşme. Yani reklam yazarı kafasına göre takılmıyor. O siparişteki hedefleri nasıl, neyle en iyi tutturabileceğine kafa yorarak başlıyor işine... Yaratıcılık denen niteliğin ortaya çıkışında, pek çok etmen ve taraf var aslında. Evet, bazı şirketler ve onların ajansları daha rakiplerinkine benzer işler yapıyor; bazıları ise daha cesur, risk alabilen, yenilikler deneyen vb işlere yönelmeyi kendi açısından daha doğru buluyor.

Reklamla tanıtımı aynı cümle içinde ama sanki ayrı şeylermiş gibi kullanmışsınız. Klasik üniversitede okuyorum demişsiniz, merak ettim hangi bölüm?

Sizin de ucundan eleştirir gibi olduğunuz yaygın sallamaya da bir cevap vereyim buradan: Reklamın iyisi olur, kötüsü olmaz! Ne demek bu derseniz, reklam bir yatırımdır; paranızı bir yere-şeye-projeye yatırınca, ne harcayacağım karşılığında neyi ne zaman alacağım diye düşünürsünüz, reklamda da durum farklı değil. Hesabını böyle yapmayanlar, kötü reklamları yapanlardır (reklamı kötü yapanlardır).

Bir de, başlığınızı çözemedim: “RV mi, RY mi?” RV ne oluyor acep? Yazarken vaz mı geçtiniz?

Size de iyi bayramlar.