Perşembe, Aralık 10, 2009

Rumuz: Betonudelicem - Kurnaz ve yaratıcı olduğumu düşünüyorum

Merhaba Fotografçılık bölümünde okumaktayım. 21 yaşındayım. Reklamcılıgı yeni düşünmeye başladım açıkçası fakat kararlıyım. Ögrenmem gereken pek çok şey oldugununda farkındayım. Kurnaz ve yaratıcı oldugumu düşünüyorum.

1. Şuana kadar reklamcı adayları hakkındaki gözlemlerim : Genellikle reklamcılıgın sadece yaratıcılık oldugunu düşünüyorlar.

2. Sıkıntılar genellikle hep iş bulma ve şans tanınmaması yönünde, bunun tek sebebi reklam sektörünün acımasız ve sert bir sektör olmasımı dolayısıyla onlara şans tanınmamasımı yoksa herkezin iyi bir yazar yaratıcı birer deha olmaması olabilirmi?

3. Şimdiden işe girmek için bazı kurnazca fikirlerim var. Fakat girdikten sonra nasıl olacak yani ajansta işler nasıl yürür biraz fikir verebilirmisiniz ?

4. Yaratıcı olmak için reklamcı olmak bana saçma geliyor dogrusu. Reklamcı olmak sattırmaktır bence.. Yaratıcı olmak istiyen yazar olabilir. Hemde hayal güçlerini şirketlerin maddi çıkarları gölgelemeden yapabilirler. Bence reklamcılık, reklam verene istedigini vermektir, Ona para kazandırmak ürünü sattırmaktır. Reklam adaylarının sorunu bu olabilirmi

5. Reklam yazarları sizce nasıl olmalıdır ?

6. Son olarak yetenekli oldugumu gerçekten nasıl anlıyabilirim ?

Gerçekten iddalıyım fakat kendime olan güvenim gözlerimi kör etmiyor. Türkçemi en kısa zamanda düzeltecegim, ögütlerinizi dinliyor, çok okuyorum ve yazmaya başlıyacagım. Bana yol göstermesi açısından yazın portfolio isimli sizinde katılım yaptıgınız kursa gitmeyi düşünüyorum katılan arkadaşlarım oldu sizce benim için faydası ne yönden ol

Not: Biz gençlerle ilgilendiginiz için size çok teşekkür ediyorum. Haddime degil ama söylemeden geçemiyecegim kültürünüz ve duruşunuzla bulundugunuz konumu fazlasıyla hakettiginizi düşünüyorum, şimdiden teşekkür ederim.

----------------

Hmm! Hmmmmmm!

Darılmayın ama şaka gibi bir yazı. 'Türkçemi en kısa zamanda düzelteceğim', siyasi partilerin seçim vaadleri gibi duruyor. Düzelme ne demek, yeni baştan öğrenseniz belki daha iyi olur. Niye bu kadar geç cevap yazabildiğimi de böylece söyleyeyim: Yazınızı ilk okumamdan sonraki şoku, iki haftada zar zor atlattım.

Yazımdan başlayalım:

- Biten cümlelerin sonuna nokta konur. 'Merhaba.' gibi.

- Ş harflerini, ı harflerini, ö ve ü harflerini yazmışsınız ama ğ yok. Hepsi g olmuş. Ğ harfine özel bir gıcıklığınız mı var?

- 'Şuan' diye bir laf yok Türkçede! Siz gençlere bunu nasıl öğreteceğiz? İki ayrı sözcükten oluştuğunu anlamak için dilbilimci olmak mı gerekiyor allah aşkına?!

- 'Herkez' diye bir sözcük yok. 'Herkes' olacak.

- Soru soran 'mi' 'mı' ekleri, kendinden önceki sözcükten ayrı yazılır.

- Dahi bağlacı yerine geçen 'de', 'da' kendinden önceki sözcükten ayrı yazılır. Aksi takdirde, 'ismin de hali' anlamında kullanılmış olur. Örneğin 'kapı da' ile 'kapıda' aynı şey değildir: İlki, 'kapı dahi, kapı bile' demektir, ikincisi ise 'kapının önünde' veya 'kapının üzerinde' vs demektir.

Yazınızı asıl okunmaz yapan, ifadedeki ve mantıktaki tuhaflıklar, çelişkiler:

- 'Şimdiden işe girmek için kurnazca fikirlerim var. Fakat girdikten sonra nasıl olacak yani ajansta işler nasıl yürür biraz fikir verebilirmisiniz?'

Asıl ben sorayım: Girmek için kurnazlıklar tasarladığınız ajansların nasıl çalıştığını madem bilmiyorsunuz, o kurnazlıkların ajanslara girmenize yarayacağını nereden biliyorsunuz? Hayır, reklam ajanslarında işlerin nasıl yürüdüğünü buradan yeterince anlatmam mümkün değil. Madem okuyorsunuz, ajanslarda işlerin nasıl yürüdüğünü kitaplarda bulabilirsiniz onlara başvurun.


- 'Yaratıcı olmak için reklamcı olmak bana saçma geliyor' demişsiniz.

Sonra da, işleri nasıl yürüttüğünü bilmediğiniz reklam ajanslarında çalışmanın, reklamcı olmanın sattırmak olduğunu buyurmuşsunuz. Sizce reklamcılık, reklamverene istediğini vermekmiş! Ona para kazandırmak, (virgül yok tabii, ben koydum) ürünü sattırmakmış. Dostum, siz zaten işi çözmüşsünüz. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek için bana yazmanız filan gerekmiyor...

- Aynı paragrafta 'Yaratıcı olmak isteyen yazar olabilir. Hemde hayal güçlerini şirketlerin maddi çıkarları gölgelemeden yapabilirler' demişsiniz.

Sanırım, 'reklam yazarı olabilir' değil de 'edebiyatçı olabilir' demek istiyorsunuz. Şirketlerin maddi çıkarlarının reklam yazarlarının hayalgücünü gölgelediğini nereden çıkardınız? Bu da mı bir gözleminiz? Yaratıcılık tanımını, işleyişini tam olarak öğrenmeden; ajanslarda işlerin nasıl yürüdüğünü bilmeden bu fikirlere nereden varıyorsunuz? Meşhur 'bilmem kaç kuruş' kitabından mı? Cin olmadan adam çarpmayın genç dostum. Bu işe girmek istiyorsanız, klişelerden, önyargılardan, yarım yamalak sözde bilgi kırıntılarından uzak kalmaya bakın. Açık fikirle öğrenmeye bakın.

- 'Reklam yazarları sizce nasıl olmalıdır?'

Uzun veya orta boylu, esmer veya sarışın, kız veya oğlan, zeki, okumuş, konuşmasını yazmasını bilen, kültürlü.

- 'Yetenekli olduğumu gerçekten nasıl anlayabilirim?'

Hangi konuda? Fotoğrafçılık mı? Ajanslara kurnazca girmede mi? Denersiniz. Sonuca bakarsınız.

- 'Bana yol göstermesi açısından yazın portfolio isminde sizinde katılım yaptıgınız kursa gitmeyi düşünüyorum katılan arkadaşlarım oldu sizce benim için faydası ne yönden ol'

Neresini düzelteyim? Ne demek bu cümle??

a) 'Bana yol göstermesi açısından, [cevap] yazın:' mı demek istiyorsunuz?
a) Yazın, bir kursa, portfolio ismini kullanarak ben de mi katılmışım?
b) İsmi, yazın, portfolio olan kursa ben de mi katılmışım?
c) Katılım yapmak ne demek?
d) İsmi portfolio olan, benim da katıldığım bir kursa, yazın gitmeyi mi düşünüyorsunuz?

Neyse... Ben kursa filan katılmadım. Portfolio'ya bir akşam üzeri konuk konuşmacı olarak gittim.

Sonu olmayan soruyu tahmin edersek, bence bu kursun size ne açıdan faydası mı olur?

Çok basit: Dilinizin düzgün ve doğru olmasının, yazdıklarınıza dikkat etmenin yaratıcılık bakımından önemini öğrenirsiniz herhangi bir başka şey öğrenmeseniz bile. (Bu Türkçe ve yazımla Portfolio'ya alır mı Ferhat Tümer sizi, orasını bilemem tabii.) Hem madem bazı arkadaşlarınız katılmış Portfolio kursuna, onlar ne öğrenmişler, sordunuz mu?

Gençlerle ilgilenmem konusunda söylediklerinize teşekkür ederim ama benim ilgilenmem yeterli değil. Gençler kendileriyle, dilleriyle, kafalarıyla ilgilenmeliler herkesten (herkezden değil!) önce.