Pazar, Ağustos 20, 2006

Rumuz : 'Sevişgen Yazar' - Ali Taran sevişirken bile... mi ?

Sayın Mesci,

Ali Taran, nasıl başarılı reklam yazarı olunacağını izah ederken demiş ki "'Gece karınla sevişirken bile bir yandan kampanya düşüneceksin, aklına ilginç bir şey gelirse karının üstünden kalkıp bir yere not edeceksin!"*

Öyle mi?
Saygılarımla.


* Ali Taran'in alintisi Engin Ardic'in 19 Agustos 2006 tarihli, Aksam Gazetesi'ndeki kosesindendir. http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=50341,10,2

- - - - - -

Hmm! Ali Taran'ın cinsel hayatı değil herhalde merak ettiğiniz. Öyle yapıyor mu yapmıyor mu diye sormuyorsunuzdur. Soruyorsanız bile cevabını ben bilemem. Engin Ardıç'a öyle söyleyip söylemediğini soruyor da değilsinizdir. Ama söyleyeyim, söylemiştir. Bir: Engin Ardıç'ın da reklamcılık yapmışlığı vardır, demek ki karşılaşmışlardır, çalışmışlardır, demek ki söylemiş olma şansı yüksek. İki: Ali söylediği gibi yapmıyorsa bile öyle söylemiştir, çünkü öyledir veya öyle gibidir.

Açayım. Yaratıcı süreç, bu süreci inceleyen bilim adamlarının ve ampirik araştırmacıların saptadıkları gibi, bir aşamasında aydınlanma anı denen bir nokta bulunan bir süreç. Kabaca söylersek, belli bir konuda düşünüp durduktan sonra, nerede ne yapıyor olursanız olun, çözümün ne olabileceğine ilişkin bir buluş-kavrayış anı yaşanıyor. (Bunun için hazırlık aşamalarını, ev ödevinizi iyi yapmanız gerekiyor tabii ama, geçelim.) Hatta buna bed-bath-bus yani yatak-banyo-otobüs anı deniyor. Hatta bu nedenle, yetişmekte olan reklam yazarlarına yanlarında mutlaka bir not defteri taşımalarını öneriyor, öğretiyoruz.

Toparlarsak, Ali Taran bu lafı etmiştir. Öz olarak, söylediği doğrudur. Ancak, daha çok 'yaratıcı fikir' veya 'satıcı fikir' dediğimiz temel fikrin yakalandığı anı kastetmiştir. Yazma eyleminin kendisini veya bütününü değil.